ISSN 1307-8593 | E-ISSN 2458-9586
7tepe Klinik Dergisi - Yeditepe J Dent: 20 (1)
Cilt: 20  Sayı: 1 - 2024
1. 
2024-1 Cilt Tüm Dergi
2024-1 Vol Full Printed Journal

Sayfa I

2. 
Kapak
Cover

Sayfa II

3. 
İçindekiler
Contents

Sayfa III

ÖZGÜN ARAŞTIRMA
4. 
2019-nCoV Pandemisinin 5. Sınıf Diş Hekimliği Fakültesi Öğrencilerinin Protetik Diş Tedavisi Eğitiminde Oluşturduğu Etkinin Araştırılması
Investigation of the Impact of 2019-nCoV Pandemic on the Prosthetic Dental Treatment of 5th Grade Dentistry Students
Erkut Kahramanoğlu, Mine Helvacıoğlu, Ali Çağrı Cüre
doi: 10.5505/yeditepe.2024.05706  Sayfalar 4 - 9
GİRİŞ ve AMAÇ: Bu çalışmanın amacı Marmara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’nde okumakta olan 5. sınıf öğrencilerinin Covid-19 öncesi ve sonrası protetik diş tedavisi eğitimlerinin karşılaştırılması ve Covid-19’un eğitimsel etkisinin ortaya konmasıdır.
YÖNTEM ve GEREÇLER: Bu araştırmanın çalışma grubunu T.C. Marmara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’nde eğitim görmekte olan 5. sınıf 123 diş hekimliği öğrencisi oluşturmaktadır. Çalışma grubundaki öğrencilere teşhis, tedavi planlaması, tedavi ve tedavi sonrası olmak üzere 4 başlık altında 35 sorudan oluşan anonim bir anket yöneltilmiştir. Elde edilen veriler istatistiksel olarak değerlendirilmiştir.
BULGULAR: Covid-19 öncesi ve Covid-19 sonrası karşılaştırmalarda; teşhis, tedavi planlaması ve tedavi sorularında belirli alanlarda alınan cevaplarda istatistiksel olarak anlamlı farklılıklar bulunmuştur (p<0,05).
TARTIŞMA ve SONUÇ: Bu çalışmada diş hekimliği öğrencilerinde Covid-19 öncesi ve sonrası bilgi düzeylerinde büyük bir farklılık gözlenmemekle birlikte, pandemi döneminde verilen uzaktan eğitim seviyesinin öğrencilerin teorik bilgilerini geliştirmesi anlamında yeterli olduğunu göstermektedir. Bu çalışma, pandemi dönemiyle ilgili klinik becerilerin değerlendirilmesi için farklı çalışmaların yapılması ihtiyacını ortaya koymaktadır.

5. 
Diş Hekimliği Öğrencilerinin Klinik Eğitimlerinde Meydana Gelen Mesleki Yaralanmalarının Araştırılması: Bir Anket Çalışması
Investigation of Occupational Injuries Occurring In Clinical Education of Dental Students: A Survey Study
Özden Melis Durmaz Yılmaz, Ravza Eraslan, Duygu Kılıç
doi: 10.5505/yeditepe.2024.93546  Sayfalar 10 - 14
GİRİŞ ve AMAÇ: Bu çalışmada diş hekimliği fakültesinde klinik eğitimi alan 4. ve 5. sınıf öğrencilerinin eğitimleri sırasında maruz kaldıkları mesleki yaralanmaların araştırılması amaçlanmıştır
YÖNTEM ve GEREÇLER: Araştırmanın çalışma evrenini, Diş Hekimliği Fakültesinde eğitim gören 4. ve 5. sınıf öğrencilerinden 231 kişi oluşturmaktadır. Araştırmaya katılmayı kabul eden 223 katılımcıya 34 sorudan oluşan çevrim içi anket formu uygulanmıştır. Çalışmada Ki-kare ve Fisher’s Exact testleri kullanıldı. Önem düzeyi p<0,05 olarak belirlendi.
BULGULAR: 4. sınıfların %45,4’ünün, 5. sınıfların %64,8’inin vermiş olduğu ciltte kesilme delinme tarzı yaraların oluşması cevabı sınıflar arasında istatistiksel olarak anlamlı fark olarak bulunmuştur (p=0,001). Öğrencilerin HBV aşısını klinikte çalışmaya başlamadan önce yaptırma durumlarının dağılımları arasında sınıflara göre istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmuştur (p=0,001). 4. sınıfların %42,3'ü, 5. sınıfların %91,2'si Hepatit B aşısını klinikte çalışmaya başlamadan önce yaptırmıştır. Sınıflara göre HBV aşısı ile ilgili prosedür hakkında yeterli bilgiye sahip olduğunu düşünme durumlarının dağılımları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmuştur (p=0,001).
TARTIŞMA ve SONUÇ: 4. ve 5. sınıftaki öğrencilerde perkütan yaralanmaların perkütan olmayan yaralanmalara göre daha çok yaşandığı görülmüştür. HBV aşısı ile ilgili koruyuculuk ve klinik öncesi aşı yaptırma durumu açısından çoğu öğrencinin tutarlı yanıtlar verdiği gözlenmiştir.

6. 
Üç farklı nikel-titanyum sistemin çoklu kullanımları sonrası döngüsel yorgunluk dirençlerinin karşılaştırılması
Cyclic fatigue resistance of three different nickel-titanium systems after simulated clinical use
Hilal Uslu, Faruk Haznedaroğlu
doi: 10.5505/yeditepe.2024.09326  Sayfalar 15 - 21
GİRİŞ ve AMAÇ: Bu çalışmanın amacı, üç farklı nikel-titanyum sistemin akrilik bloklarda çoklu kullanımları sonrası döngüsel yorgunluk dirençlerini karşılaştırmaktır.
YÖNTEM ve GEREÇLER: Çalışmada üç farklı nikel-titanyum sistemi döngüsel yorgunluk direnci yönünden karşılaştırılmıştır [Revo- S (Micro-Mega, Besancon, France) 25/06, ProTaper Gold (Dentsply Tulsa Dental Specialties, Tulsa, OK) 25/08 ve Hyflex CM (Coltène/Whaledent, Altstätten, İsviçre) 25/06]. Her birinden 12’şer adet örneğin kullanıldığı üç grup oluşturulmuştur. Bu örnekler ile öncelikle 60° kanal eğimine ve 18 mm kanal uzunluğuna sahip akrilik bloklarda üçer kez kök kanal şekillendirilmesi yapılmıştır. Tüm sistemler üretici firmaların önerdiği hız ve tork değerlerinde kullanılmıştır. Daha sonra da bu aletler döngüsel yorgunluk testine tabi tutulmuştur. Aletler eğim açısı 60°, eğim yarıçapı 5 mm ve uzunluğu 18 mm olan paslanmaz çelik yapay kanallarda kırık oluşana kadar çalıştırılmıştır. Her bir örnek için kırılma anındaki değerler kaydedilerek değerlendirilmiştir.
BULGULAR: Çalışmada değerlendirilen üç sistemin arasında kırılma zamanı değerleri yönünden istatistiksel olarak anlamlı fark olduğu görülmüştür (p<0,05). Buna göre en yüksek değeri kırılma direncini Hyflex CM sergilerken, bunu ProTaper Gold takip etmiş, en yetersiz sonuçlar ise Revo-S grubunda elde edilmiştir. Sistemler arasında kırık parça uzunluğu yönünden ise istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştır (p>0,05).
TARTIŞMA ve SONUÇ: Çoklu kullanım sonrası döngüsel yorgunluk testinde değerlendirilen sistemlerden, ısıl işlem uygulamasına tabi tutulmuş Hyflex CM ve ProTaper Gold sistemleri, geleneksel nikel- titanyum alaşımından üretilmiş Revo-S sisteminden daha yüksek kırılma direnci göstermişlerdir.

7. 
Diş Hekimliği Öğrencilerinin COVID-19 Pandemi Döneminde Yüz Yüze Eğitim Faaliyetlerine Başlamadan Önce ve Başladıktan Sonra Kaygı Düzeylerinin ve Mesleki Algılarının Değerlendirilmesi
Evaluation of Anxiety Levels and Professional Perceptions of Dentistry Students Before and After Starting Face-to-Face Education Activities During the COVID-19 Pandemic Period
Ravza Eraslan, Gülce Öztürk, Mustafa Ayata
doi: 10.5505/yeditepe.2024.68916  Sayfalar 22 - 29
GİRİŞ ve AMAÇ: Bu çalışmada diş hekimliği fakültesi öğrencilerinin yeni tip bir koronavirüs hastalığına (COVID-19) bağlı gelişen pandemi dönemindeki bilgi, kaygı ve stres seviyelerinin ve mesleki algılarının değerlendirilmesi amaçlanmıştır.
YÖNTEM ve GEREÇLER: Erciyes Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesinde eğitim gören öğrencilere, e-posta aracılığıyla toplam 30 sorudan oluşan bir anket gönderildi. COVID-19’un psikolojik etkisi ‘Genelleştirilmiş Anksiyete Bozukluğu-7’ (GAD-7) ölçeği ile değerlendirildi. Anket, yüz yüze eğitim başlamadan önce ve başladıktan bir ay sonra olmak üzere iki kez yanıtlandı. Veri analizinde kategorik veriler için McNemar testi, sayısal veriler için Wilcoxon-Rank testi kullanıldı. İstatistiksel anlamlılık değeri p<0,05 olarak kabul edildi.
BULGULAR: Anketler 655 öğrencinin 306'sı (%46,71) tarafından yanıtlandı. Yüz yüze eğitime başlamadan önce katılımcıların yaklaşık %49'u, eğitime başladıktan bir ay sonra ise %37’si endişeli ve stresli olduğunu bildirdi. Yüz yüze eğitime başladıktan bir ay sonra öğrencilerin yaklaşık %42'si uzaktan eğitime devam etmek istemedi ve %88,5’i hastayla direkt temas yerine klinik eğitim alternatifleri veya simüle öğrenim şekillerini kullanmak istemediğini belirtti. Aynı zamanda öğrencilerin %53,6'sı pandeminin gelecekteki eğitim tarzını daha kötü yönde etkileyeceğini bildirdi.
TARTIŞMA ve SONUÇ: Enfeksiyon kontrol yöntemlerinin uygulanması diş hekimliği öğrencileri için hastalık bulaş riskinin ve buna bağlı gelişen kaygı ve stresin azaltılmasında oldukça önemlidir. Diş hekimliği eğitiminin preklinik ve klinik uygulamalarına alternatif olabilecek teknolojik eğitim yöntemlerinin geliştirilmesi yaşanabilecek benzer salgın durumlarına karşı öğrencilerin mesleki algılarını olumlu yönde etkileyebilir.

8. 
Periodontal Durum ve COVID-19 Arasındaki İlişkinin Değerlendirilmesi
The Association Between Periodontal Status and COVID-19
Arife Sabancı, Vesile Elif Toy
doi: 10.5505/yeditepe.2024.54765  Sayfalar 30 - 34
GİRİŞ ve AMAÇ: Koronavirüs hastalığı (COVID-19) pandemisi dünya sağlık sistemlerini büyük ölçüde etkiledi. Periodontal hastalık, ağız boşluğunun en sık görülen inflamatuar hastalıklarından biridir. COVID-19 ile periodontal hastalık arasındaki ortak risk faktörleri ve ortak patojenik yollar olmasından dolayı periodontal hastalık COVID-19 için bir risk faktörü olabilir. Bu çalışmada, periodontal durum ile COVID-19 arasındaki ilişkinin belirlenmesi amaçlanmıştır.
YÖNTEM ve GEREÇLER: Çalışmaya COVID-19 geçiren 185 hasta dahil edildi. Medikal ve dental anamnez alındı ve hastaların COVID-19 semptomları sorgulandı. Klinik periodontal durumu belirlemek için periodontal indeks (plak indeksi, gingival indeks, sondalama derinliği, klinik ataçman kaybı) ölçümleri yapıldı. Hastalar sağlıklı, gingivitis ve periodontitis olarak sınıflandırıldı.
BULGULAR: Katılımcıların 108’i kadın, 77’si erkekti ve yaş ortalaması 36,03±12,74 idi. Katılımcıların %13’ü periodontal olarak sağlıklı iken, %46,5’inde gingivitis, %9,2’sinde azalmış periodonsiyumda gingivitis ve %31,4’ünde periodontitis tanısı mevcuttu. Sağlıklı grubun asemptomatik olma oranı (%62,5), gingivitis (%35) ve periodontitis (%36,2) gruplarından anlamlı şekilde yüksekti (p<0,05). Semptomatik ve asemptomatik gruplarda periodontal hastalık ve sistemik faktör varlığı birlikte değerlendirildiğinde gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık gözlenmedi (p>0,05).
TARTIŞMA ve SONUÇ: Sonuçlarımız, periodontal hastalığın, COVID-19 enfeksiyonundan önce ve sonra pandemi sonuçlarını iyileştirmek için önlenebilir bir risk faktörü olabileceğini göstermektedir.

9. 
YouTube videolarının dental implant içeriği hastalara faydalı mı?
Is dental implant content of YouTube videos beneficial to patients?
Gonca Duygu
doi: 10.5505/yeditepe.2024.99266  Sayfalar 35 - 42
GİRİŞ ve AMAÇ: Bu çalışmanın amacı, hastalar için bilgi kaynağı olan dental implant konulu YouTube videoların içeriğinin, yararlılığının, güvenilirliğinin ve kalitesinin analiz edilmesidir.
YÖNTEM ve GEREÇLER: Dental implant için 3 farklı anahtar kelime olan “diş implantı”, “çene implantı” ve “implant tedavisi” ile 3 grup oluşturuldu. Her grup için ilk 60 video izlendi. Videoların toplam izlenme sayısı, video süresi, “beğenme”, yüklenme sonrası geçen gün, yükleme kaynağı ve izlenme oranı kaydedildi. Yüklenme kaynağı, hedef kitle ve bilgiyi verene göre videolar sınıflandırıldı. Videoların içeriklerine göre oluşturulan yararlılık skoru, video içeriği zayıf (0-2 puan), orta (3-5 puan) ve iyi (6-8 puan) olarak kategorize edildi. Güvenilirlik açısından DISCERN değeri 0 ile 5 puan arasında, kalite açısından GQS değeri 1 ile 5 arasında puanlandı.
BULGULAR: Diş implantı grubunda 44, çene implantında 33 ve implant tedavisinde 32 olmak üzere toplamda 109 video değerlendirildi. Tüm videolar için yararlılık skoru ortalama değeri 3,34 olarak, DISCERN skoru ortalama değeri 1,93 olarak, GQS skoru ortalama değeri ise 2,44 olarak kaydedildi. Yararlılık skoru kategorilerine göre video sürelerinin ortalama değerleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılığın olduğu gözlendi (p=0,033).
TARTIŞMA ve SONUÇ: Bu çalışmanın sonuçları dental implant ile ilgili videoların %50,4'ünün düşük kalite puanına sahip olduğunu göstermiştir. YouTube'un bilgi kaynağı olarak kullanılmasının uygun olmadığı sonucuna varılabilir.

10. 
Mandibular foramenin oklüzal düzlemle ilişkisi: Konik-ışınlı bilgisayarlı tomografi çalışması
The relative location of mandibular foramen to occlusal plane: A cone-beam computed tomography study
Deniz Yanık, Ahmet Mert Nalbantoğlu
doi: 10.5505/yeditepe.2024.79847  Sayfalar 43 - 49
GİRİŞ ve AMAÇ: Çalışmanın amacı, Türk alt popülasyonundaki erişkinlerde mandibular foramenin (MF) oklüzal düzlemle olan mesafesinin konik-ışınlı bilgisayarlı tomografi (KIBT) kullanarak incelenmesidir.
YÖNTEM ve GEREÇLER: Çalışma için 203 adet KIBT görüntüsünde, MF’nin oklüzal düzlemle olan mesafesi sağ ve sol tarafta ölçüldü. MF lokasyonları; oklüzal düzlemin altında (Grup A), oklüzal düzlemin hizasında (Grup H) ve oklüzal düzlemin üzerinde (Grup Ü) olarak üç gruba ayrıldı. Sağ-sol simetrisi, yaş ve cinsiyetin etkisi incelendi. İstatistiksel analiz için; Pearson ki-kare, Mann Whitney U ve Student’s t-testi yapıldı. Anlamlılık değeri p<0,05 olarak kabul edildi.
BULGULAR: MF’nin en fazla görülen lokasyonu (%51,23) oklüzal düzlemin altındaydı (p<0,05). MF, %20,44 oranında oklüzal düzlemin hizasında ve %28,32 oranında üzerinde bulundu. Grup Ü’nün ortalama değeri 4,08 mm, Grup A’nın ortalama değeri 4,19 mm olarak bulundu. Yaş grupları ve cinsiyet arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmadı (p>0,05). MF’nin konumu sağ-sol tarafta simetrikti (p>0,05). Simetri oranı %98,04 olarak tespit edildi.
TARTIŞMA ve SONUÇ: MF %51,23 oranında oklüzal düzlemin altındaydı. MF’nin lokasyonu 4,08 mm üzeri ve 4,19 mm altı arasındaki alanda konumlandı. MF’nin oklüzal düzleme göre konumu hakkındaki anotomik veriler klinisyene inferior alveolar blok anestezisi sırasında yardımcı olabilir.

11. 
Erişkin Bireylerde Çürük Prevalansının Karşılaştırılarak Değerlendirilmesi
Comparative Evaluation of the Prevalence of Caries in Adult Individuals
Musa Acartürk, Şeyhmus Bakır, Elif Pınar Bakır
doi: 10.5505/yeditepe.2024.02703  Sayfalar 50 - 55
GİRİŞ ve AMAÇ: Diş çürüğü toplumda her yaşta görülebilen, genel sağlık durumunu olumsuz yönde etkileyen bir sağlık sorunudur. Çalışmada, Dicle Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’ne başvuran 16 yaş ve üzeri erişkin bireylerin, çürük prevalansının karşılaştırılarak değerlendirilmesi amaçlanmıştır.
YÖNTEM ve GEREÇLER: Çalışmada sekonder çürük, diş kaybı ve restorasyonlu diş sayıları; rastgele örnekleme yöntemi ve panoramik radyografiler yardımıyla belirlenerek DMFT indeksine işaretlenmiştir. Ayrıca, cinsiyet, yaş grubu, mevcut restorasyon tipi, bulunduğu çene ve hangi diş grubuna ait olduğu hususunda sınıflandırılmış, 20 yaş dişleri değerlendirme dışı tutulmuştur. Sonuçlar Pearson ki-kare testiyle analiz edilmiştir.
BULGULAR: Sekonder çürük sıklığı; cinsiyet, yaş grubu ve restorasyon tipinden etkilenmemiştir. Diş kaybı; cinsiyet farklılığından etkilenmezken, yaş grubu ve bulunduğu çene açısından istatistiksel farklılıklar sergilemiştir. Restorasyonlu diş sayısı; cinsiyetler arasında farklılık göstermezken, yaş grupları ve diş grupları arasında anlamlı farklılıklar sergilemiştir.
TARTIŞMA ve SONUÇ: Çalışmanın sonucunda hastaların yaşının artmasıyla birlikte; diş kaybı miktarlarının arttığı ve restorasyonlu diş sayılarının azaldığı görülmüştür. Bu sonuçtan hareketle, başta yaşlı bireyler olmak üzere toplumun genelini kapsayacak nitelikte koruyucu tedbirler alınmalıdır. Diş çürükleri meydana gelmeden alınacak olan tedbirler ile toplum ağız-diş sağlığının daha iyi seviyelere geleceği kanaatindeyiz.

12. 
Diş Hekimlerinin Ortodontik Retansiyon Konusunda Bilgilerinin Değerlendirilmesi
Evaluation of Dentist’s Knowledge about Orthodontic Retention
Berza Şen Yılmaz, Eren Işıldak, Deniz Yenidünya, Ezgi Sunal Aktürk
doi: 10.5505/yeditepe.2024.99815  Sayfalar 56 - 63
GİRİŞ ve AMAÇ: Çalışmanın amacı ortodonti uzmanı olmayan diş hekimlerinin pekiştirme tedavisi hakkında bilgi birikiminin ve kırılmış/kopmuş retansiyon aygıtlarına yönelik klinik yaklaşımının değerlendirilmesidir.
YÖNTEM ve GEREÇLER: Yirmi çoktan veya çoklu seçmeli sorudan oluşan anket, çalıştığı klinikte tam zamanlı ortodonti uzmanı görev yapmayan ve ortodontist olmayan diş hekimlerine dijital ortamda gönderilmiştir.
BULGULAR: Ankete katılan 202 hekimin çoğunluğu (%55) ortodontik pekiştirme sürecine yönelik yeterli bilgiye sahip olmadığını düşündüğünü belirtmiştir. Hekimlerin %80,2’si lisans eğitiminde ortodontik retansiyon ile ilgili eğitimin arttırılması gerektiğini belirtmiştir. Katılımcıların %70,8’i en sık karşılaştıkları retansiyon aygıtının lingual retainer olduğunu ve büyük çoğunluğu (%92,6) ise meslek hayatları boyunca en az bir kez kırık sabit retansiyon aygıtı ile karşılaştıklarını belirtmiştir. Hekimlerin %48’i kırılmış sabit retainer olduğunu tespit ettiğinde hastayı ortodonti uzmanına yönlendirdiğini, %32,2’si kırık aygıtı yenilediğini veya tamir ettiğini, %12,4’ü ise sabit retainerı çıkarttığını bildirmiştir. Hekimlerin %41,6’sı kırılmış bir hareketli retansiyon aygıtı tespit ettiklerinde hastaları ortodontistine yönlendirdiği, %21,8’i ise aygıtı yenilediği veya tamir ettiği bilgisini vermiştir.
TARTIŞMA ve SONUÇ: Retansiyon apareylerindeki problemlerin onarımında hekimlerin çoğu kendini yeterli görmediğini ve bu konuya yönelik lisans eğitim içeriğinin artırılması gerektiğini bildirmiştir. Ortodontik retansiyon ile ilgili sorumluluk sınırlarının kanunen belirlenmesi ve lisans eğitimindeki retansiyon bilgileri ve uygulamalarının yeterliliğinin gözden geçirilmesi önerilebilir.

13. 
Açılı Yerleştirilen Dental İmplantların Klinik Başarısı: Bir Uzun Süreli Gözlem Çalışması
Clinical Success of Angled Insertion of Dental Implants: A Long-Term Observation Study
Hakan Ocak, Halis Ali Çolpak, Emine Dilara Çolpak
doi: 10.5505/yeditepe.2023.28199  Sayfalar 64 - 71
GİRİŞ ve AMAÇ: Çenelerdeki çeşitli anatomik ve fizyolojik sınırlandırmalar sebebiyle diş eksikliklerinin tedavisinde, optimum boyutlarda dental implant yerleştirilmesi bazı durumlarda ek cerrahi işlemler gerçekleştirilmeden mümkün olmamaktadır. Alternatif tedavi seçeneği olan kısa implantların da klinik başarılarının tartışmalı olması sebebiyle gününümüzde dental implantların açılı olarak yerleştirildiği tedavi seçenekleri gittikçe popüler hale gelmektedir. Çalışmamızın amacı hastaların çenelerine açılı olarak yerleştirilen dental implantların klinik ve radyolojik özelliklerini belirlemek ve uzun dönem takipleri sonucunda klinik sağ kalımlarını değerlendirmektir.
YÖNTEM ve GEREÇLER: Hastalara açılı olarak yerleştirilen implantların yerleştirme tork değeri, ISQ değeri, yerleştirildiği bölgenin varyasyonları ve eğim açıları kayıt edildi. Ortalama 21,7 ± 10,8 ay takipleri sonucu implant kayıpları ve implantın etrafındaki boyun rezorbsiyonları tanımlayıcı ve demografik istatistiksel yöntemlerle değerlendirildi.
BULGULAR: Araştırmaya dahil edilen bireylerin 33’ü (%60) erkek ve 22’si (%40) ise kadın idi. İmplantların 17’si üst tuber, 24’ü üst premolar kanin ve 14’ü ise alt premolar kanin bölgesine yerleştirildi Yerleştirilen implantların; eğim açısı ortalama 47 ± 9,8 derece, implantın çapı ortalama 4,1 ± 0,4 mm, implant boyu ortalama 11,9 ± 1,7 mm olarak belirlendi. Bir vakada implant kaybı yaşanırken implantların ağızda kalma oranı %99 olarak belirlendi.
TARTIŞMA ve SONUÇ: Dişsiz çenelerin kısa sürede protetik rehabilitasyonu için implantların açılı olarak yerleştirildiği tedavi protokolü sayesinde, özellikle optimum boyutlarda dental implant yerleştirilemeyen hastalarda öngörülebilir sonuçlarla başarılı bir tedavi olarak uygulanabilir.

DERLEME
14. 
Ortodontik Tedavide Farklı Braket Slot Boyutlarının Etkinliği
The Effectiveness of Different Bracket Slot Dimensions in Orthodontic Treatment
Ezgi Atik, Servet Erbaş
doi: 10.5505/yeditepe.2023.43760  Sayfalar 72 - 77
Günümüz ortodontistleri, 0,018 ve 0,022 inç olan iki farklı braket slot boyutu arasında bir seçime sahiptir. 0,018 inç braket slot boyutunda tedavinin erken aşamalarında slot ark teli tarafından daha etkin ve kesin bir şekilde doldurulabilir. Bu şekilde anterior dişlerin erken tork kontrolü avantajı sağlanabilir. 0,018 inç slot ile kullanılan daha küçük çaplı ve daha esnek bitişli ark telleri ortodontist tarafından daha kolay manipüle edilebilir. Ancak ark teli boyutu seçiminde daha az seçenek olabilir. 0,022 inç braket slot boyutunda özellikle tedavinin başında küçük çaplı teller kullanılarak ark telinin braket slotundan serbest kayması ve bu şekilde hafif kuvvetler elde edilmesi sağlanabilir. Tedavinin sonraki aşamalarında 0,022 inç slot içinde daha büyük boyutlu ark telleri ark telinin sertliğini arttırır ve retraksiyon ve boşluk kapama mekaniği sırasında dişlerin dik pozisyonda kalmasına yardımcı olur. 0,022 inç slot, ark teli boyutu seçiminde daha fazla seçenek sunabilir. Ancak slotun tam boy paslanmaz çelik dikdörtgen ark telleri ile doldurulması ark telinin hareket sınırını azaltır, bu nedenle klinisyenin teli bükme ve etkin bir şekilde tork verme kabiliyetini sınırlayabilir. Daha iyi bir ortodontik tedavi sonucu için belirli bir braket slot boyutu seçimi, bir sistemin diğerine göre avantajları hakkında yeterli bilgi gerektirir. Bu derlemenin amacı, braket slot boyutunun ortodontik tedavinin etkinliği üzerindeki etkilerini değerlendirmektir.

15. 
Diş Hekimliğinde Kullanılan Ölçü Materyallerinin Dezenfeksiyonu
Disinfection of Impression Materials Used in Dentistry
Mehmet Hakan Külahcı, Gülümser Evlioğlu
doi: 10.5505/yeditepe.2023.60590  Sayfalar 78 - 84
Ağız içerisinde bulunan dişler ile çevre yumuşak ve sert dokuların doğru kaydının alınması; protez, cerrahi, ortodonti dahil olmak üzere diş hekimliği branşları için çok büyük bir öneme sahiptir. Ölçü materyalleri, ağız içi mevcut durumun negatif kopyasını elde etmeye yarar. Ölçü alma işlemi diş hekimlerinin günlük rutinde sıklıkla uyguladığı bir işlemdir. Ölçü materyalleri ağız içerisinde bulunan tükürük, kan vb. ile kontamine olmaktadır. Ölçülerin dökülmesiyle elde edilen alçı modeller de bu kontaminasyondan etkilenmektedir. Bu durum alçı modeller ve ölçü materyalleri ile temas halinde olan diş hekimi, diş teknisyeni, diş hekimi asistanı ve hastalar arasında çapraz kontaminasyona sebep olabilir. Uygun dezenfeksiyon yöntemleri ile bu çapraz kontaminasyonun önüne geçilebilir. Kimyasal maddeler, mikrodalga, ultraviyole ışınları, otoklav, elektrolize oksitleyici su, ozon ölçü materyallerinin dezenfeksiyonunda kullanılmaktadır. Nanoteknolojinin gelişmesi ile birlikte kendi kendini dezenfekte eden ölçü materyalleri de geliştirilmektedir. Ölçü materyallerinin kimyasal özellikleri dezenfeksiyon işleminin süresini ve dezenfeksiyon türünü etkileyebilmektedir. Ölçü materyallerinin özelliklerine göre uygun dezenfeksiyon yönteminin seçilmesi diş hekiminin sorumluluğundadır Bu derlemenin amacı ölçü materyallerinin dezenfeksiyon işlemlerinin güncel yöntemler ile birlikte diş hekimlerinin bilgisine sunmaktır.

DIĞER
16. 
Düzeltme
Correction

Sayfa 85
Makale Özeti |Tam Metin PDF

LookUs & Online Makale