GİRİŞ ve AMAÇ: İnsan beta-defensinler (hBD) ve kathelisin (LL-37) homeostazın sağlanmasında önemli ve çoklu görevler alırlar. Oral ve periodontal doku ve sıvılarda, Tip 2 Diabetes Mellitus (T2DM) ile bu peptidler arasındaki ilişki net değildir. Çalışmamızın amacı, T2DM’li bireylerde glisemik kontrol seviyesinin, salya hBD ve LL-37 konsantrasyonu üzerine olan etkisinin incelenmesidir.
YÖNTEM ve GEREÇLER: Çalışmaya 178 birey dahil edilmiştir. Demografik veriler, dental ve medikal geçmişler sözlü olarak elde edilmiştir. Glisemik kontrol seviyeleri için açlık kan şekeri ve glikolize hemoglobin (HbA1c) değerleri ölçülmüştür. Tüm ağız periodontal indeks değerleri ölçülerek panaromik filmler yardımıyla periodontal teşhisler yapılmıştır. Bireylerden stimüle olmayan yöntemle salya örnekleri toplanmış ve ELISA tekniği ile salya hBD -1, -2, -3, LL-37 ve ileri glikolizasyon son ürünü (AGE) değerleri ölçülmüştür.
BULGULAR: Dişeti sağlıklı bireylerden oluşan gruplar arasında ve kontrollü T2DM bireylerin salya hBD seviyelerinin diğer gruplara oranla anlamlı derecede yüksek olduğu tespit edilmiştir. (p<0.001) Periodontitisli ve kontrollü T2DM’li bireylerin salya hBD seviyelerinin ise; diğer periodontitisli gruplara göre anlamlı derecede düşük olduğu tespit edilmiştir. (p<0.001). Salya LL-37 değerleri incelendiğinde ise; hem dişeti sağlıklı hem de periodontitisli bireylerden oluşan gruplarda, kontrolsüz T2DM’li bireylerden oluşan gruplarda en yüksek olduğu tespit edilmiştir. (p<0.001, p<0.001, sırasıyla) Korelasyon analizlerine göre, periodontitisli ve kontrollü T2DM’li bireylerin salya hBD-1, -2, -3 değerleri salya AGE miktarı ile negatif korelasyon gösterirken (r=-0.411 p=0.020, r=-0.389 p=0.028, r=-0.344 p=0.044, sırasıyla) LL-37 miktarı pozitif korelasyon göstermektedir (r=0.601 p=<0.001).
TARTIŞMA ve SONUÇ: Glisemik kontrol salya hBD ve LL-37 konsantrasyonu üzerinde bağımsız bir belirteçtir.
INTRODUCTION: The purpose of this study was to evaluate the dentists’ knowledge, attitude and behaviour regarding dental trauma in Rize Province.
METHODS: Total of 121 dentists, 73 females and 48 males, were included in this study. A questionnaire consisted of 34 questions and three sections was applied face to face. Personal and professional knowledge and attitudes about dental trauma were evaluated. The association between the dentists at different education level and trauma intervention were analyzed with chi-square test.
RESULTS: Most of general dentists (48.1%), postgraduate students (69.6%) and specialists (53.3%) preferred composite, fiber and ligature wire as splint materials, respectively (p<0.001). There was statistically significant association between dental education level with permanent extrusion (p = 0.004) and avulsion cases with closed apex in dry environment less than 1 hour (p = 0.004) and more than 1 hour (p<0.001) outside the mouth, enamel fracture of permanent tooth (p = 0.027) and alveolar fracture (p = 0.013), primary tooth extrusion (p = 0.013), and avulsion injuries (p = 0.017). Also, statistically significant relationship was found between dental education level and management of enamel fracture (p<0.001), uncomplicated crown fracture (p<0.001), intrusion (p = 0.018) along with alveolar fracture (p = 0.002) injuries.
DISCUSSION AND CONCLUSION: Dentists had sufficient knowledge about dental trauma but avoided intervention in various types of traumatic dental injuries. With in the limits of this study, additional theoretical and practical training on the emergency treatment of cases.may be recommended.